
İşte o yıllarda motorla karşıya geçtiğimiz zamanlarda Anadolu Hisarından sonraki durakta Hande motora biner ve çoğunlukla (yer olduğunda) yanımıza oturur, kalan 10-15 dakikayı sohbet ederek geçirirdik.
Sude'nin Anadolu Hisar - Arnavutköy yolculukları 2 yıl devam etti. Sonrasında bizim haberleşmemiz,
dostluğumuz devam etti. Zaman zaman telefonda dahi olsa haberleşir, hal hatır sorarız. Geriye dönüp baktığımda o zor olduğunu düşündüğüm yıllarda ne kadar da güzel anı yaşamışız. Ne tatlı insanlarla tanışmışız. Sıkıntılı hatıralar unutulmaya mahkum, tabi eğer onlardan ders alabilmişsek. Araya serpiştirilen güzellikler, değerli anılan, sanıyorum onlarda bizim hatıralarımızda yerini alan, hatırladıkça bizi gülümseten armağanlar...
dostluğumuz devam etti. Zaman zaman telefonda dahi olsa haberleşir, hal hatır sorarız. Geriye dönüp baktığımda o zor olduğunu düşündüğüm yıllarda ne kadar da güzel anı yaşamışız. Ne tatlı insanlarla tanışmışız. Sıkıntılı hatıralar unutulmaya mahkum, tabi eğer onlardan ders alabilmişsek. Araya serpiştirilen güzellikler, değerli anılan, sanıyorum onlarda bizim hatıralarımızda yerini alan, hatırladıkça bizi gülümseten armağanlar...
Sevgili Hande'nin yurtdışından yeğenleri gelince benden onlar için bir pasta hazırlamamı rica etti. Memnuniyetle kolları sıvadım ve çocukların da üzerinde fotoğraflarının bulunduğu pembe, sade kremalı, frambuazlı bir pasta çıktı ortaya. Pastanın üzerine de yine o yıllardan kalma Sudeciğimin çok sevdiği "Welcome welcome everyone, now we're here let's have some fun" şarkı sözleriyle süsledim. Nice sevinçli kavuşmalara ve neşeli anılara... :))
Afiyet olsun...:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder